Adalet Bakanı Bozdağ, Şiddet Teşkilatı Toplantısı’nda konuştu: (2)

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hiç kimesne Türk yargısını kendi beşkardeş oğlanı gibi göremez, görmeye ataklık bile edemez. Hakeza bir madde olur mu? Böyle bire bir şeyin olması tür değil, olmasına üstelik izin vermeyeceğiz.” dedi.

Bozdağ, İzmir’birlikte tıpkısı otelde düzenlenen “Egemenlik Teşkilatı Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, adaleti ayakta tutmanın takkadak önem kararlarıyla kabil olmadığını, bunun herkesin eş görevi olduğunu vurguladı.

Amaçlarının yargıdan memnuniyeti ve yargıya duyulan güveni daha ileriye örtmek olduğunu tamlayan Bozdağ, hakimlerin ve savcıların verdiği kararların eleştirilebileceğini, önem kararlarının eleştirilemez kutsi metinler olmadığını tabir etti.

Eleştiri yaparken bilge ve savcılara haksız biçimde saldırmanın, hakaret etmenin, onları suçlama etmenin, suçlamanın akseptans edilemeyeceğini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

“Sistem değerlendirmesini yapacak amma benlik yapmadan yapacak, akman bire bir dille yapacak, muhataplarını suçlama ederek değil, muhataplarına istinkâf etmek duyarak bunu yapacak. Şayet bu usulü, bu incelikleri ayn ardı ederlerse o devir yargıya da adalete dahi yeryüzü şişman kötülüğü bütün bu arada yapmış oluruz. Yargının bu kadar hırpalanması, verdiği kararlar dolayısıyla kararı ezbere, gerekçeyi okumadan, dosyadaki delilleri görmeden, hakimin veya savcının ne dediğine bakmadan takkadak toplumsal medyada veya üstelik gazetelerde veya üstelik politik yandaşlık terazisinde tartılan değerlendirmeler çerçevesinde yargıya patlatılmak haddinden fazla nazik tıpkı geçersizlik. Esasında adalete saldırmaktır bu tıpkısı zamanda. Yargıya çekinmezlik duygularının zedelenmesine destek vermektir. Adalete güvenin ortadan kalkmasına destek vermektir. Tabii yargıya güveneceğiz. Kime güveneceğiz? Tabiatıyla yargının verdiği kararlarla ilişik bizim üstelik eleştirilerimiz olacak amma bunları taşlama etmeden, şahsileştirmeden, siyasallaştırmadan, ahbaplık ortamında ve hukuka makul biçimde, bizim ahlak ve kültürel değerlerimizle bağdaşır aynı biçimde yapmamız geçişsiz.”

“Bu vasıta yargıya antagonizm dilidir”

Sabık yıl 8 milyon dosyanın yargının önüne geldiğini belirten Bozdağ, birkaç dosya üzerinden eleştirilerin yükseltildiğini söyledi.

Bakan Bozdağ, şöyle bitmeme etti:

“Tıpkı ülkede 8 milyon dosya görülür, bunların yaklaşık 6 milyonu için karar çıkar de siz yargıyı karalarken, karar verenleri kötülerken, onlara türe etmedikleri şekilde saldırırken, eleştirirken, tanıdık 8 milyon dosyadaki kararı görmüyor, yalnız 3 dosyada o dahi akıllıca mu, aykırı mi bilmediğiniz değişmeyen üzerinden saldırıyorsunuz. Bu vicdanlı benzeri yaklaşım mı, bu hakkaniyetli tıpkı yaklaşım mı? O davalar birlikte siyasi taraftarlık terazisinde tartılan davalar. Benim istediğim kararı verirse ‘Ankara’birlikte hakim var, savcı var.’, benim istemediğim kararı verirse ‘Sarayın hakimleri, sarayın savcıları.’ Bu anahtar, hemen yargıya cüretkâr dili değil, yargıya düşmanlık dilidir. Tek kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milleti yerine adli süreçleri işleten, karar veren bilgili ve savcılarına bu dille saldırma hakkına, gücüne, kudretine topluluk değildir. Tümce haddini birlikte bilecek, yerini bile bilecek, yurdunu da bilecek, ağzından sâdır sözü kulağı da duyacak. Yargıya saldırmak, hakim ve savcılarımızı açık oturum yaklaşımlar eksenli eleştirmek, kararların eğriliğine, doğruluğuna bakmadan tartıp onlara giydirmek Türk milletine de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’hangi dahi yargımıza de adaletimize üstelik işlenmiş bir atak ve genişlik iri kötülüktür. Bunu kabul etmemiz türlü değildir.”

“Lütfen akman benzeri dille konuşun. Lütfen türel değerlendirmelerle eleştiriniz varsa yapın. Lütfen kararları eleştirin. Hakim ve savcılarımızla şahsileşen aynı dille atılım içerisinde olmayın.” çağrısı işleyen Nazır Bozdağ, “On Paralık kimesne Türk yargısını özlük beşkardeş oğlanı üzere göremez, görmeye ataklık birlikte edemez. Hakeza tıpkı öz olur mu? Hakeza bire bir şeyin olması olabilir değil, olmasına dahi cevaz vermeyeceğiz. İstedikleri büyüklüğünde konuşsunlar. On Paralık kimesne Türk yargısının, anayasadan aldığı yetkileri ve görevleri, kanunuesasi, yasa ve hukuka uygun, vicdani kanaatlerine bakarak kullanmasına bariyer olanaksız, olması de türlü değildir.” diyerek konuştu.

(Sürecek)

Share: