AİÇÜ’de 6. Arsıulusal Ahmed-i Hani sempozyumu

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ), “Ahlak ve İnşa” temalı ‘6. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’ başladı.

AİÇÜ’nün organizasyonunda altıncısı gerçekleştirilen, bir nice ülkeden 55 veri insanının bildiri sunacağı bilgi şöleni, AİÇÜ Recep Tayyip Erdoğan Hars ve Kongre Merkezi Osmanlı Konuşma Salonu’nda başladı. Sempozyuma, AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Dert Ilbay Vekili Yusuf Beran Vuran, Balkı Cumhuriyet Altını Başsavcısı Mehdi Birey, Dert İl Kurnaz Komutanı Sancak Hüsamettin Erol, Dert DOĞRU Tümen İl Başkanı Halil Özyolcu, İl Protokolü, akademisyen ve yönetsel personeller ile öğrenciler katıldı.

6. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nun açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, sempozyumun anne temasını oluşturan “Aktöre ve İnşa”nın teknolojideki gelişmelerin etkisinin değme sabık zaman arttığı günümüzde en büyük konular beyninde düzlük aldığını söyledi. Prof. Dr. Felaket, “Günümüzde uygulayım bilimi, topluluk içre dirim biçimimizi belirleyen sunma önemli faktörlerden biridir. Yaşamakta olduğumuz bu dönüşümü yalnız beceri açıdan değil, dini, tarihî, siyasal, sosyolojik, kültürel, töre bilimi ve felsefi yönleriyle üstelik ele almak nazik bire bir ehemmiyet kazanmıştır. 20. Yüzyılın başlarında kuantum kavramıyla teknolojik gelişimde başlayan proses, bugün bireşimli zeka, robotik, 3D yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji, arttırılmış nesep, erke ambarlama ve kuantum bilgisayarlar kabil encam uygulayım bilimi marifetiyle zihnin sınırlarını zorlayan, hassaten onu aşan ve koca aklını arama altına alan gelişmeler adına karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar teknolojisi ve biyoteknolojinin durdurulamaz yükselişi, bizi transhümanizm konusu ile tanıştırmaktadır. Tabiri caizse ölümsüz insan tekvin hayali. İşte bu noktada günümüzde öne sâdır bu balaban meseleye sağtöresel çözümler tedarik etmek zorundayız” diyerek konuştu.

Yaşanan bu süreçte marifet insanlarına balaban sorumluluklar düştüğünü tamlayan Prof. Dr. Sıkıntı, “İçerisinde bulunduğumuz çağda Ahlak ve İnşa konusu berenarı önem sunma etmektedir. Bu iki kelimeyi gelişigüzel demek zorundayız. Bizim ahlaklı olmamız yetmiyor, ahlaklı aynı döl düz yazı etme görevimiz da vardır. Bu konuda üstelik önderimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir (S.A.V). Soy süresinde Rabbimizin “Gerçekli kim sen yer büyük ayrımsız aktöre üzeresin” ayetine mazhar olan Elçi. Yeniden Enbiya Suresi’nde “Biz seni, fakat alemlere rahmet (esenlik) olarak gönderdik” ve Ahzab Suresi’nde “Allah’ın Resulünde sizin için adamakıllı bir örnek vardır.” ayetleri ile müminlerin hayatlarının bilcümle safhalarında O’nu kat sayı almaları referans ve emredilmektedir. Çünkü O’nun ahlakı bizler üzere en domuzuna emsal, onun yaşayışı, halleri, sözleri ve hareketleri yeryüzü birlik modeldir. Benzeri hadislerinde “Diyanet güzel ahlaktır” diyen Peygamberimiz, “Ego adamakıllı ahlakı yok etmek amacıyla gönderildim” buyurarak dinin güzelce ahlak olduğunu ortaya koymuştur. Sunma iyice ahlaka eş olan kişi, insanlara temas yönüyle bildirme tam eş ve sunu büyük kanıt olan Hz. Muhammed’in defa göstericiliğinde öncelikle Ahlakı inşa etmemiz elzemdir. Bunun üzere dahi peygamberi bir hayatı sürmek zorundayız. Geçmiş ahlaklı, erdemli tıpkı koca kendisine “Muhammedül Güvenli” olmalı, eğitim bilimi yuvalarımızdaki çocuklarımızı Ashabı suffa ahlakıyla yetiştirmeliyiz. Bize düşen geçmiş ahlaklı oluşmak, ahlaklı ve kart sosyete düşünmek. Bunun üzere de genişlik önemlisi önceki öz nefsimizden başlamaktır” diyerek konuştu.

Veca Ilbay Vekili Yusuf Beran Vuran, “Üzerinde birçok araştırma ve etkinliğin düzenlendiği ahlak terimi yegâne bire bir paradigmayla değerlendirilebilecek benzeri laf değildir. Selen adamlarından filozoflara, siyasetçilerden dini büyüklere büyüklüğünde farklı alanda kanı örümcek yüce değerlerimiz dahi ahlakın sınırlarını çizememiştir. Aktöre ayrımsız zamanda çok boyutlu dahi tıpkı kavramdır. Siyasal ahlaktan ekonomik ahlaka, dini ahlaktan kültürel ahlaka toplumsal ahlaktan spor ahlakına büyüklüğünde değişik alanları bünyesinde barındıran haddinden fazla boyutlu bire bir kavramdır. Ahlaklı benzeri topluluk tutmak istiyorsak hayatımızın gelişigüzel simultane ahlaklı, efdal ve rast ayrımsız duygusal gelmek için çabalamalıyız. Bu yönü ile ahlakı toplumun gündemine taşıyan sempozyumda emeği geçen herkese teşekkürname ederim” diye niteleyerek konuştu.

Sempozyum Aranjman Müesses Başkanı ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fıkdan Durumunda, “Yılda tıpkısı öğün tertiplenmek üzere Üniversitemiz eliyle bugüne kadar beş Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu düzenlenmiştir. 1. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Ahmed-i Hani’nin İslam Düşüncesine Katkıları ve Tasavvufi Yönü’, 2. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘İslam Düşüncesinde İnsan’, 3. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Bilgelik ve Ekin Tarihçisi Kendisine Prof. Dr. Fuat Sezgin’, 4. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘İslam’da Afiyet ve Havari Hekimlik’, 5. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda ‘Bütün Yönleriyle Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı’ temaları, domestik ve ecnebi veri insanlarının sunduğu bilimsel bildirilerde, çeşitli yönlerden ayrımlı göz açılarıyla değerlendirilip tartışılmıştır. ‘Ahlak ve İnşa’ temalı 6. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumumuz’de sunulacak 55 bildiri ile bili insanlarının bu konuyu parçalanmamış yönler ile ele alacaklarına ve hal önerileri sunacaklarına inanıyorum” diyerek konuştu.

Prof. Dr. Durumunda, “İlmi kişiliğinin yanı sıra yetişkin bir ozan ve mutasavvıf olan Ahmed-i Hani, Maşrık Anadolu’yu dolaşarak Fellah dili ve belagatinin yanı sıra dini ilimleri tahsil etmiş, antrparantez astronomi gibi fazlalık bilimlerle bile ilgilenmiştir. Benzeri süre bölgenin kültür merkezi olan Cizre’de yaşamış, sonradan Eski Bayazıt’a (Veca/Doğubayazıt) gitmiş ve orada ebedî uyku etmiştir. Halk beyninde ege adına maruf Hani’nin İshak Vakur Sarayı’nın yakınında kâin türbesi halen müzakere edilmektedir. Hani, Ulühiyet ve dirlik konuları özellikle atılmak amacıyla ahlaki, toplumsal ve kültürel meselelerdeki kuruntu ve düşüncelerini sistemli eserlerinde dile getirmiştir. Tasavvufi düşüncesinin yanı sıra dönemin toplumsal sıkıntıları üzerinde duran ve halkın sahipsizliğinden sızlanan Hani, bu meselelerin içtimai tesanüt ve bilgilenme ile aşılabileceğini, kendisinin da eserleriyle bu hususta üstüne düşeni yapmaya çalıştığını ifade etmiş, zat döneminde insanların teferruat ve vukuf namına maddi menfaatlere ayar vermelerinden yakınmıştır. Yalnızca ilahi aşkın ve günahlardan sakınmanın insanları parçalanmamış anlamıyla değiştirip onlara sunturlu evsaf kazandırabileceğini belirten Hani, bu hususta Mevlana ve Cami kabil mutasavvıf şairlerin etkisi altında kalmıştır. İsmail Bayezidi, Mübarek Eğlek Cülamergi ve Murad Han Bayezidi kabilinden takipçileri olmuştur. Leyla ve Mecnün, Ferhad ile Tatlıca türünde tıpkı mesneviyi mümasil Mem ü Zin, Arapça-Kürtçe sistemli benzeri sözlük olan Nübahara Bıçükan, İman esasları ve özge akaid konularının açıklandığı seksen beyitten oluşan bire bir broşür olan Aida İman, Beher mısraı dört ayrı dilde (Arapça, Farsça, Türki, Kürtçe) yazılan rubailerden oluşan Çarküşe bilinen eserleridir” diyerek konuştu.

Prof. Dr. Yerinde, 6. Arsıulusal Ahmed-i Hani Sempozyumu’nda Kült-Ahlak İlişkisi, Aktöresel Kavramlar, Ahlak, Etik ve Felsefe, Tasavvuf ve Ahlak, Bala Eğitiminde Ahlakın Rolü, Ahlakın Benlik İnşasındaki Rolü, Sünnet ve Aktöre, Politika ve Ahlak, Içtimai İlişkilerde Aktöre, Hukuki Normlara Göre Ahlak, Edebi Literatürde Aktöre, Kur’an ve Aktöre, Aktöre ve İnşa temalarının mecmu yönleri ile ele alınacağını söyledi.

Açılış konuşmaları sonrası AİÇÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ağırman “Hz. Peygamber ve Aktöre” ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ululuk Türer “Şahsiyetin İnşası” mevzulu birer sunum yaptı.

Sempozyumun öğleden sonraki oturumu, bili insanlarının yaptığı demeç sunumları ile devam etti. – AĞRI

Share: