Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “Ayrımsız Geceleyin Ansız Gelebiliriz” Tepkisi: “Bizim Palavra ile İşimiz Yok”

MEHMET AKGÜN

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Yunanistan’a “Tıpkısı akşam ansız gelebiliriz” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Şimdi gündem ekonomi evet ulus bakımsız vaziyette ya oturuyor, ‘vay ego gelirim, bak tıpkısı tün gelirim, namevcut yarın sabah gelirim’. E sana davetiye mi göndersinler ya, ‘beyefendi buyur gel’ diye. Yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa gidersin kardeşim. Bizim palavra ile işimiz bulunmayan. Izzet böyle yönetilmez” diye reaksiyon gösterdi.

Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, partisinin bu haftaki kadro toplantısını bugün Sakarya’üstelik yaptı. Sakaryalı fındık üreticileri, Kılıçdaroğlu’na üstünde altı ok bulunan fındık ağacı ihsan etti. Kılıçdaroğlu, toplantıda şunları söyledi:

“Zaman 13 Eylül, Sakarya Yer Muharebesi’nin 101’inci yılı. 101 yıl evvel bu topraklarda bayrağımız ve vatanımız üzere 22 aktarılma, 22 geceleyin aynı savaşı yaşadık. Bu çarpışma, bizim kurtuluş mücadelemizin sunu majör savaşlarından biriydi. 22 dolaşma, 22 tün bire bir savaşım verildi ve düşman püskürtüldü. Peşi Sıra, 9 Eylül’e kadar aynı safhayı bütün gelişigüzel, o dönüş gazi ve şehitlerimiz yaşadılar. Sakarya Düz Savaşı’nın milli kurtuluş tarihi açısından önemi, bunun kilit tıpkısı kavga olmasıydı. Başarmak zorunda olduğumuz bir savaştı ve bu çekişme başarıldı. O nedenle bu topraklarda hareketli şehitlerimiz, kanlarını döken şehitlerimiz, gazilerimiz, onlara çok madde borçluyuz. Onlara gönül borcu duyuyoruz. Onlar, bize evire çevire tıpkısı devlet bıraktılar. Dirlik zarfında yaşayalım diye niteleyerek, birisinin gölgesi üstümüze düşmesin diye niteleyerek, tıpkısı silüet düşecekse o hayalet aldatma bayrağımızın gölgesi olmalıydı, bunun mücadelesini verdiler onlar.

AHİLİK HAFTASINI KUTLADI

Aynı zamanda bugün Cömertlik Haftası’nın birinci günü. Ahi Evran, Horasan’dan geldi Anadolu’ya. Horasan erenlerindendir. Küçük Asya aydınlanmasını sağladılar, Rum Erenleri. Onlar, bize iyiliği, amaç tutmamayı, sevgiyi öğrettiler. Çalışmayı öğrettiler, karşı terinin hangi büyüklüğünde altın olduğunu öğrettiler. Zaman esnaf ve zanaatkarlarımızın piri, Ahi Evran’dır. Cömert Evran’ı üstelik rahmetle analım. Esnafımızın, zanaatkarımızın cebin terinin karşılığının verileceği tıpkı Türkiye umudu ile sözlerime başlamış olayım.

HAVAİ FİŞEK FABRİKASI MAĞDURLARININ ADALET TALEBİ

Havai fişek fabrikasında mağdur olan ailelerin yanına gittim. O fabrikada etkin yedi kişi hayatın kaybetti, 128 birey yaralandı. Onlar türe istiyorlardı. Amma bu kardeşiniz ve CHP, ki doğruluk istiyorsa bilcümle onun yanı sıra olduk. Kimliğine, inancına bakmadık. Yaşam tarzına bakmadık. Bire Bir mağdurluk varsa onun birlikte eğleşme felsefesini bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretti. O nedenle onların yanına gittik. Olay iki sene ilk oldu. Sahipleri kendilerini daha ruhlu hissediyorlardı, ‘istediğimiz kararı aldırtırız’ diyorlardı, baskılar kuruyorlardı. Amma bizim milletvekili arkadaşlarımız, fahri avukatlar, bu hükümsüzlük karşısında susmadılar, onlara ehil çıktılar ve cemaat çıkmaya birlikte devam ediyoruz. Orada sabah ailelerden bazıları konuştu. Halen haksızlıklardan bazılarının giderildiğini düşünmüyorlar, halen haklarının teslim edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Şurası söyledim; oran dediğiniz çekicilik, hak konusunda nesir edilir. Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde ululuk olamaz, saygınlığı olanaksız. Burada müsamaha, sadakat olmaz. Banko türe olmalıdır.

O insanlar hala diyor kim ‘Adalet gelmedi’. Fabrikanın denetiminin yapılması geçişsiz. Murafaa tutanakları var. O tutanaklarda itiraflar var, ‘Denetim yapılmadı, denetimi yapmayan kimse onlardan adisyon sorulmalıdır’ diyerek. Bugüne büyüklüğünde tek ayrımsız sevimli üstelik yargının önüne ‘denetim yapmadınız’ diye niteleyerek çıkarılmadı. Buradan Adapazarlılara sözüm var. Bu kardeşiniz, nerede butlan varsa o haksızlığın karşısında dimdik duracaktır. Kim adalet istiyorsa hak isteyenlerin beraberinde olacaktır. Ailelere söyledim; hiç meraklanmayın, sonuna kadar yanınızdayız. Denetimi yapmayanlar, siyasal otoriteden emir alıp denetimden kaçanlar, hepsinin burnunda, Cenabıhak yıldız kadir iktidar olduğumuzda fitil fitil getireceğim. Tek kimse bulut etmesin.

Sakarya deyince aklımıza spor da gelir, sporsuz Sakarya demek tür değildir. Sakaryaspor, şişman başarılara imza attı. Sapanca Cahillik Spor o üstelik büyük başarılara imza attı. Hiç endişem yok. Sakaryaspor’un yeri Süper Lig’dir. İnşallah orada göreceğiz.

Evliye Çelebi, Sakarya’yı ‘ağaç denizi’ kendisine tanımlar. ‘Her taraf ongun, toprak bile görünmüyor’. Burada gezerken Sakarya’yı ‘ağaç denizi’ yerine tanımlamış, kişi anılarına böyle yazmıştır. Ağacın olduğu yerde dirlik, artağanlık, sahn vardır. Ağacın olduğu yerde insanlar dinlenirler, çalışırlar, karşı teri dökerler, karşı terinin karşılığını alırlar. Sakaryalı da çalışkandır, üretir. Toprağı ile barışıktır, insanı ile barışıktır. Buraya gelmeden evvel yerel kültürle ilgilendiren bir derneği konuşma ettim. ‘Kendi kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz’ dedi. Haddinden Fazla sayıda değişik kültürlerden mevrut Sakaryalı kardeşlerim var. Sakarya’da hacısı hocası barış içinde yaşıyorlar, hayat içre yaşıyorlar, birbirlerine tevakki etmek duyuyorlar. Kültürlerini cidal değil, zenginlik nedeni olarak görüyorlar. O nedenle hep Türkiye’nin, yeri gelirse Sakaryalıları benzer alması geçişsiz bu konuda.

Üreten, etkin, karşı teri döken Sakarya. Sakarya, ayva üretiminde Türkiye birincisi. Fındık üretiminde Türkiye üçüncüsü. Bal kabağı üretiminde Türkiye dördüncüsü. Darı üretiminde Türkiye yedincisi. Sakarya, aynı zamanda ekincilik, sanayi, üniversite, kültür kenti. Sakarya’evet hakeza bakmak lazım. Sakarya, tıpkı zamanda Milli Kurtuluş Savaşı sırasında en hunriz mücadelenin verildiği ayrımsız kenttir.

“ALTILI MASA’NIN TAAHHÜDÜDÜR; ÜRETTİĞİNİZİN KARŞILIĞINI ALACAKSINIZ”

Demincek, bu kadar fazlalaşan topraklar üzerinde kurulu ayrımsız Sakarya ve o bereketli toprakları faal, alın terini döken Sakaryalılar var. Sakaryalılar mutlu mu? Ayvayı satacak düzlük yok. Var amma ayvayı kime satacak? Düz namevcut. Cesamet sahip çıkmıyor. Tanrı nasip bedel, iktidar olduğumuzda çiftçi şurası görecek. Ürettiğiniz her ürünün karşılığını alacaksınız. Altılı Ganyan Masa’nın taahhüdüdür bu.

“SEYRETMEM, YAKALARIM, HESAP SORARIM”

Fındık üretiminde Türkiye üçüncüsü. Fındığı tekellere teslim ettiler. Ferrero diyerek benzeri İtalyan şirketi geldi, fındık bahçeleri satın alıyor, fındık aya fiyatını belirliyor. Yani tekel konumunda. Tekelleri kırmak, bu kardeşinizin görevidir. Hiçbir inhisar çiftçinin, fındık üreticisinin karşı terini sömürmeyecektir; dideban. Sömürtmem, kazanacaksa bizim dikici kazanacak. Haricen geleceksin, burada fındık bahçeleri satın alacaksın, fabrikalar kuracaksın, aya fiyatı belirleyeceksin, çiftçinin alın terini sömüreceksin, bunu üstelik Bay Kemal seyredecek. Yemezler. Seyretmem, yakalarım, hesabını sorarım.

“FİSKOBİRLİK FINDIK ÜRETİCİSİNİN ESMER DOLAŞMA DOSTU OLACAK”

Münasebet söylüyorum? Fındık sanayiinin toplam cirosu 120 bilyon dolar civarında. 120 milyar dolarlık benzeri iş hacmi var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin buradan aldığı mal, 2,5 bilyon dolar. 120 bilyon dolar, 2,5 bilyon dolar. Bu, hareket mi Tanrı aşkına. Birlikte fındıkta dünya birincisiyiz. Hem dünya birincisi olacaksın hem fındığı üreteceksin hem ağyar kazanacak. Sana, bir parmak bal ağzına çalacaklar. Fındığı tekellerden kurtaracak, fındık üreticisine hakkını vereceğiz. Fiskobirlik’i baştan ayağa kaldıracağız, fındık üreticisinin kara dönüş dostu olacak.

Asla çiftçinin beis edeceğiz aynı modele izin vermeyeceğiz. Kültür odaları, ekincilik birlikleri, dernekler, esnaf kefillik, tarım emniyet kooperatifleri… İster buğday lazım öz lazım rüşvet lüzumlu mercimek ister yulaf, hangi üretiyorsan formülümüz gayet ayan ve kemiksiz; hangi üretiyorsan, maliyet pozitif makul kar, eşittir aya eşit olacak. Bütün dikici kardeşlerimin bu formülü ezberlemesini isterim. Hiçbir dikici, ektiği eser zımnında katiyen ve katiyen bu topraklarda kötülük etmeyecek.

Adam yata biniyor, krallar kadar geziyor, keyfine bakıyor, koy haliç geziyor, bahir bahir geziyor; mazot, ÖTV ve KDV’siz. Rençper hem ÖTV hem üstelik KDV’yi ödesin. Bunu düz mi Kılıçdaroğlu, bunu birlikte yemeyiz. Çiftçiye de mazotu ÖTV ve KDV’siz vereceksin. Çiftçi traktöre binip turistik gezmeye mi gidiyor, eğlenmeye mi gidiyor? Hayır. Sabahın köründe tarlaya gidecek ya üretecek bu âdem. Hadi şehirde mazota remiks geldi, arabaya binmezsiniz. Dikici hangi yapacak? Tarlayı ekmezse haris kalacak. Al süt; unutmayın, al motorin uygulaması getireceğiz. Çiftçiye ÖTV ve KDV’siz vereceğiz.

Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesi… TBMM, bu milletin çalışanına erbap daha çok. 2006’bile ayrımsız Tarım Kanunu bundan sonra, 21’inci maddesi diyor kim ‘ Herhangi Bir sene milli gelirin arz birkaç yüzdelik 1’i oranında çiftçiye destek verilir’. Bugüne kadar hiçbir şekilde yüzdelik 1 oranda destek verilmedi, en üst binde sekize düşmüş durumda. Bunu yapacağız. Yüzdelik 1’i koyacağız. Kültür Odaları Birliği Başkanı’nı nida edeceğiz; ‘gel kardeşim, bütçede yüzde 1 var mı, namevcut mu? Bu dünyalık durumunda harcandı mı, harcanmadı mı?’ Hesap vereceğiz. Çiftçi kuruluşlarına vereceğiz. Ne üzere? Zira bire bir yasa çıkmışsa kanunu önceki tığ uygulayacağız. Başkaları değil.

Ekinci ve esnaf kardeşlerim bizi dinlesinler. Allah baht kıymet, Budun İttifakı erk olduğumuzda, evvel bir hafta ortamında çiftçilerin ve esnafın lüzum bankalardan lüzum esnaf kefalet kooperatifi gerek tarım cesaret kooperatifinden aldıkları kredilerin faizini sileceğiz.

Onlar kalkıp çetelerin faizlerini siliyorlar evet onlar üretiyor mu kardeşim? Esnaf, ekinci zaten beğenilmeyen. Pandemi dönemi geçirdi, doğrusu kredi vermişsin. Dükkan aylarca bağlı kaldı, ticaret yapamadı. Bankadan cesaret verdin, faiziyle veriyorsun. Elin oğlu faizsiz veriyor, sen faizli veriyorsun. Tamamını sileceğim, hiç meraklanmayın. Kimin sırtına yıkacağız? Hiç bulut etmeyin, o Kuintet Çetelerin sırtına yıkacağım.

Geliyor, çiftçi borcunu ödeyemedi. Sakarya’de gâh yerlerde sakil sorunlar oldu. Ayrıca muhtemelen köylerin tamamının yurt ve traktörlerine haciz uygulanmıştı. Onları kaldırdık. Ama bunu siyasal tıpkı materyal konusu üstelik yapmadık. Çiftçinin, üreticinin traktörü, hayvanı, bunlar banko haczedilmeyecek. Bu konuda yasa bulutsuz, kesin benzeri egemenlik koyacağız. Bakın, kırsalda etkin kadınlar ve gençler kırsalda çalıştığı sürece sosyal asayiş primini kerem adına tığ ödeyeceğiz.

(Gençlerin ‘Umudun Lideri’ yazılmış pankart açması üzerine) Bu ülkenin kaderini değiştirecek olanlar sizlersiniz. 7,5 milyon taze, ilk kez sandığa gidecek ve rey kullanacak. 7,5 milyon gailesiz, bu ülkeye demokrasiyi banko ve nasıl getirecek. Antrparantez şunu da söyleyeyim. Sizin bütün hayalleriniz, benim hedefim olacaktır. O hedefi gerçekleştireceğim.

Adalet, aristokrat aynı kavramdır. Devletin dini adalettir, adaleti sahabet etmek zorundayız. Ki haksızlığa uğruyorsa onun yanında olmak zorundayız. Adaletsizliğe uğrayan kişinin inancı, kişiliği, yaşam tarzı değil, kayırıcı adına bakmamız ve onu çözmemiz lazım. Onun hakkını ve hukukunu sağlamamız geçişsiz.

“EYT SORUNU ÇÖZÜLECEK”

EYT’liler, tek meraklanmayın. Sizin sorununuzu dile getirdim. Yıllardır dile getiriyorum. ‘Çözeceğiz’ dediler, ego bile bekliyorum. Bakayım zahir çözecekler. Çözmezlerse anahtarı bize vereceksiniz. Çözeceğim, kimseyi mağdur etmeden çözeceğim.

Sebep EYT var? Illet sayısı her an artıyor? İşin özeti şu; can zahmetli oluncaya kadar, tekaütlük hakkını alıyor ama mahiye alamıyor, aylık alabilmesi amacıyla galiba tıpkı yaş limitini doldurması lazım ama o yaşa kadar çalışırsa aldığı mahiye düşüyor. Bunun namına üstelik ‘reform’ dediler. Yani kim çok prim ödüyorsa elan bir iki maaş alıyor. Elan beş altı prim öderseniz henüz faziletli aylık alıyorsunuz. Hakeza tıpkı gariplik dünyada on paralık yaşanmadı. O nedenle EYT’li, hizmet etmek istese bile gitmek istemiyor. Nedeni, çünkü çalışıp prim öderse tekaüt aylığı düşecek. Böyle benzeri acayip format. Onu çözeceğim, hiç meraklanmayın.

‘Sakarya bire bir zamanda darülfünun kentidir’ dedik. Üniversite gitmek, gençlerin gelip üniversitelerde okumaları söylemek. Onlar, zat ülkeleri için hikmet sahibi olacak, beceri sahibi olacak. Yetişecekler ve Türkiye’ye bakım edecekler. Ama sınava girip kazanan geliyor; ‘acaba nerede kalacağım, yurdum bulunmayan, nerede kalacağım?’ Bu dahi dokunaklı benzeri sevgili kendisine önümüzde duruyor. 20 yılda çözemediler. Saraka veriyorum, Sakarya’dan hep Türkiye’ye hezel veriyorum. Yapamadılar 20 yılda, tıpkısı yılda hep ev sorununu çözeceğiz. Birer, üçer şahsiyet odalar, degaje bant internet erişimi, ısıdam ve itici suyu olacak. Mesai yerleri olacak ve çoluk çocuk üniversiteyi kazandıklarında hiçbir asıl ve cet ‘oğlum, kızım nerede kalacak’ diye niteleyerek tıpkı endişe duymayacak. Zira tığ halkı, insanı düşünüyoruz. Onların henüz ferah şartlarda okumalarını istiyoruz.

“TANK TIRTIL VE ASKERİ HASTANELER ORDUYA VERİLECEK”

Tank Tirtil vatandır, ‘satılmaz’ diye niteleyerek asmışsınız oraya, ‘Tank Palet bizimdir, bizim kalacak’ diyerek. 20 bilyon dolarlık tıpkısı yatırımdır Tank Palet. Iri tıpkısı üretim üssüdür. Tığ, o Tank Tirtil Fabrikası’nda ilkokul benzeşim tank ürettik. Ilkokul benzeşim tankın deneyim atışları yapıldı, beş benzeşim tank da kudretli oldu. Denemenin yapıldığı vadi Ankara’dır. HAVELSAN, ASELSAN, MKE üzere kurumlar, bu tankların yapımına seçme tür desteği verdiler. İş bölümü yaptılar. Tank ürettik ya birisinin hoşuna gitmedi. Tank Tirtil Fabrikası’nı aldı, Ethem Simge’a verdi. Ethem Alem tank üretir mi? Hayatında tank dahi görmemiştir. Ethem Bayrak dedi kim ‘Ben yaparım ama benim param bulunmayan’. ‘Para nerede?’ ‘Tren’bile.’ ‘E Katar’ı da ortak edin.’ Tamam Tren tank üretiyor mu? Tren bile tank üretmiyor. Buradan bulutsuz ve açık söylüyorum. Benzeri hafta zarfında, Cenabıhak nasip kırat erk olduğumuzda, o Tank Palet Fabrikası’nı alacağım, koca ordumuza aynıyla iadeli edeceğim. Eğer siz sunma balaban merkezinizi, sunma oylumlu fabrikanızı bu ayla getirirseniz bunun vatanseverlikle ilgisi yoktur. Üretmişler, ilkokul dublör üretmişler. Ayrıca tank fabrikasını yapmak için birlikte ayrı bir iştirak kuruldu. Bu dahi yapıldı amma ‘bunların hiçbirisi olmasın’ dediler. Alacağız, alacağız ve iade edeceğiz. Dünyada askeri hastanesi sıfır biricik cıvıl cıvıl, Türk ordusu. Bizim askeri hastanelerimiz bulunmayan. 15 Temmuz’dan sonraları hepsini aldılar. GATA’yı de aldılar. O nedenle yaralananların kâffesi, hastaneye yetişene büyüklüğünde çoğu martir oluyor. Cenabıhak baht ayar, kudret olduğumuzda, o GATA’yı da bilcümle askeri hastaneleri birlikte alacağız, majör ordumuza konfirmasyon edeceğiz.

“KİM MİLLİYETÇİ”

Ki milliyetsever, kim vatansever? Tank Tirtil Fabrikası’na sahip çıkan mı, askeri hastanelere ve öz ordusuna sahip sâdır mı milliyetçilidir? Olur, biziz milliyetsever. Bizim milliyetçiliğimiz sorgulanamaz. Tığ, Mustafa Kemal’in, Ecevit’in yolundan gidiyoruz. Bizim milliyetçiliğimizi soracak olursanız, Akdeniz’in sularına CHP’nin milliyetçiliğini yazdık biz. Beşparmak Dağları’na gideceksiniz, Kıbrıs’a. Beşparmak’ta bizim milliyetçiliğimizi göreceksiniz. Tığ, bunlar kadar değiliz. Anca yok, ‘Efendim ego geliyorum, ego geleceğim, benzeri sabah geleceğim’. Merhum Ecevit ne dedi? Çeri gitti, çıkarmayı yaptı, Başbakanlık’ın kapısına geldi, ‘Ordumu şu anda Kıbrıs’tadır’ dedi, bitti.

O adalar işgal edildiğinde elli kat söyledim. Lozan Anlaşması’na uymaz karışma yapılıyor. Tık çıkmadı, tık. Demincek gündem ekonomi evet ulus döküntü vaziyette ya oturuyor, ‘vay ego gelirim, bak bir tün gelirim, yok erte sabahleyin gelirim’. E sana davetiye mi göndersinler ya ‘beyefendi buyur gel’ diye niteleyerek. Yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa gidersin kardeşim. Bizim balon ile işimiz namevcut. Azamet hakeza yönetilmez. Celal hatır ile yönetilir.

Doğu Akdeniz’dahi Gazprom’u kurdurttu. Yunanistan, Kıbrıs Küçük Asya Kesimi, İsrail, Filistin, Mısır var, cümle var. Türkiye ile KKTC yok, niye namevcut? Şarki Akdeniz’in tıpkı tarafında biz varız, özge tarafında üstelik Akdarı var. İki iri fehamet var. Niçin çarpışma ettik biz Mısır ile? Ne gerekçe ile savaş ettik? Bana tıpkısı Allah’ın kulu çıkıp cevap verebilir mi? Devleti yönetemiyorlar. Yönetemedikleri için ülke bu hale geldi.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez benzeri hükümet, zat toprağından kaçtı, kendi bayrağını indirdi ve Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdı. Deminden bana dönüp ‘Biz milliyetçiyiz, siz değilsiniz’ diyorlar. Cenabıhak aşkına, hatır var mı bunlarda? Tığ olsak hangi olurdu? Süleyman Şah Türbesi orada kalır, bayrağımız orada dalgalanırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdik. Bu millete sözümdür; Cenabıhak kader haysiyet, kudret olduğumuzda, önceki tıpkısı hafta içinde hangi pahasına olursa olsun Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek ve bayrağımız orada baştan dalgalanacak.

“KIRMIZI ÇİZGİMİZ”

Nerede olursa olsun, bayrağı ve vatanı ile sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri var. Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Bayrağımız ve vatanımız. Bu konuda rastgele CHP’li duygulu gelmek zorundadır. Görüşler, kimlikler, inançlar ayrımlı tür. Sizin göreviniz, onlara korku duymaktır. Siyasetin konusu; kişinin çocuğu işsizse ona hareket buldun mu, bulmadın mı? Memleketin durumu mebzul midir, kırıcı başmuallim? Para Şişkinliği iyiye gidiyor mu, gitmiyor mu? Siyasetin konusu budur. Siyasetin konusunu bu noktaya indirgersek gelişigüzel şeyi iyice yapacağız, alay malay yapacağız.

Altı reis aynı aradayız. Ayrı parti olduğumuzu sizler üstelik ben birlikte biliyorum amma şeş partinin imtina etmek ayar liderleri, el erki üzerine anlaştık. Türkiye’nin huzuru ve üretmesi gerektiği üzerine anlaştık. Türkiye’de liyakatin olması gerektiği üstüne anlaştık. Herkesin kimliği, fideist, yaşam tarzına gocunmak üzerine anlaştık. Rastgele birimiz, bir tane tek Türkiye Cumhuriyeti’nin bozulan çarklarını yeniden onaracağız ve o çarklar tıpkısı saat kabil çalışacak.

“ALTI LİDER İMZAYI BASIYOR”

Hususi tıpkı uğur yok, meram Türkiye’yi izam etmek. Huzuru ifade etmek. kimi zaman sorarlar, ‘Efendim, hangi oluyor? Altında ayrıksı parti var mı, üstünde bambaşka öğür var mı?’ Bunların tümü, yıldızlı ve net söylüyorum safsata. Her birimiz oradayız, birlikteyiz. Mücadeleyi veriyoruz. Oturuyor, konuşuyoruz. Neyi pekâlâ yapacağımız yazıyor, çözüyoruz. Şeş reis altına imzayı basıyor ve kamuoyuna paylaşıyoruz. Yani birilerinin yaptığı kadar değil. Biz, memleketimizi seviyoruz ve memleketimizde huzurun olmasını istiyoruz.

Arkadaşımız Şanlıurfa’evet gitti ve yerleri belirleme etti. Engel çıkarmazlarsa GES projesini hayata geçireceğiz. Şanlıurfa’dan başlayarak çiftçiye elektriği bedavasına vereceğiz. Kayran ayrımsız toprak, Sakarya’dahi raylı tümce yok. Sebep yok, olması lazım. Büyütülmesi, gelişmesi, diğer sistemlerle da entegre edilmesi geçişsiz. Sakaryalılara şunu söyleyeyim; tıpkı milletvekilimiz var. Onu kürsüde elhak görüyorsunuz, çalışıyor. Amma ayrımsız mebus bize yetmiyor. Bire Bir milletvekili olmasının kabahati Sakaryalılarda mı, bizde mi? Açık ve kemiksiz söyleyeyim; bizde. Gelmedik, sofranıza oturmadık, çayınızı içmedik. Ankara’da diskur çektik, sonradan üstelik dedik ki ‘Sebep bize rey vermiyorsunuz?’. Deminden geliyoruz, derdinizi dinliyoruz. Sorunlarınızı elbette çözeceğimizi anlatıyoruz. Bize destek olun ve bize katılın. Bize katılın ki Türkiye aydınlığa çıksın, Tank Tirtil Fabrikası’nı orduya verelim, askeri hastaneleri yetişkin ordumuza konfirmasyon edelim.”



Share: