Sonuç zaman haberi | İçişleri Bakanı Soylu, Kütahya’da martir yakınları ve gazilerle tıpkı araya geldi: (1)

İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, “Eğer bugün kuvvetli olmasaydık bu evlatlarımız fedayı fert etmeyi göze almamış olsalardı biz zaman Azerbaycan’da kardeşlerimize Karabağ sevincini bilcümle birlikte yaşatamazdık. Tığ Bağlı Maraş’ı ‘Açık Maraş’ haline getiremezdik. Hakurk’tan Afrin’e büyüklüğünde terör koridorunu Avrupa, Amerika yapardı, tığ dahi bakardık.” dedi.

Bakan Soylu, Türkiye Savaş Malulü Gaziler, Martir Dul ve Yetimleri Derneği Kütahya Şubesinin eskimemiş binasının açılışında, milli ve manevi duyguların yoğunluğu ortamında olduklarını belirterek şehit ailelerine, gazilere ve onların ailelerine böyle iyice eseri kazandıranlara teşekkürname etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine, martir aileleri, gaziler ve gazi aileleriyle ait talimatlarının bariz ve açık olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

“Biz onlara karşı sorumluyuz. Biz onların çocuklarına karşı sorumluyuz. Evlatlarına, eşlerine, annelerine, babalarına cebin sorumluyuz. Tığ kahramanlarımıza alın sorumluyuz. Tığ hangi yapsak onların haklarını ödeyemeyiz. Belki ailelerin bizden böyle ayrımsız beklentisi yok ama bizim ülkemiz, milletimiz, tarihimiz, onların yaptıkları hesabına sorumluluğumuz var. Biz burada boydak değiliz, bunu biliyoruz. İnancımız bize onların şu anda bizim aramızda olduğunu söylüyorlar. Bizim onların öldüğünü zannettiğimizi amma onların hayatiyetli olduğunu, bizlerle alay malay olduğunu söylüyorlar. Şu anda kahramancasına mücadeleyi yapan arkadaşlarımızın yanına gittiğimde bilcümle aynısını söylüyorum: ‘Siz burada yalnız değilsiniz. Şehitlerimizin ruhaniyeti ve şehitlerimizin varlığı sizinle beraberdir. Sizin mevzi arkadaşlarınızdır. Sizin muhafızlarınızdır. Sizin himaye arkadaşlarınızdır. Operasyonda sizinle omuz omuza beraberlerdir.’ Biz buna inanıyoruz. Biz Müslümanız.”

“Onların devrettiği sembol, zaman dosdoğru arkadaşlarının elindedir”

Aristokrat, Kütahya’nın, kurtuluş mücadelesinin temel şehri ve şehitler diyarı olduğunu vurguladı.

Kütahya’nın, insanların zat ülkeleri, namusları, ay belirgin bayrağın nazlı nazlı dalgalanması, ilayı kelimetullah ve ezan üzere zahir canlarını feda edebileceğinin, İslam’ın sonuç kalesini zahir ayakta tutabileceğinin numune şehri olduğunu anlatan Aristokrat, şöyle konuştu:

“Burada 201 şehidimizin, evladımızın, kahramanımızın, gazimizin, herhangi bir biri sönmeyen aynı yıldız olarak burada nakşedilen bu kahramanlarımızın huzurundayız. Biz bunun farkındayız. Onların bizden istediği birliktir, memleketimizin yükselmesidir, dünyaya medeniyetimizin anlatılmasıdır, nakşedilmesidir. Onların bizden istediği, geride bıraktıklarına eş çıkılmasıdır, saygı edilmesidir. Onların bizden istediği uğrana öldükleri bu behişt vatana fedayı can edebilecek evlatlar yetiştirmektir. Onların bizden istediği budur. Tanrı şahittir. Onlara mahcup olmamak amacıyla mütemadi çalışıyoruz. Şundan emniyetli olunuz: Onların devrettiği alem, bugün dosdoğru arkadaşlarının elindedir. Memleketimizde zaman Tanrı’a çokça şükürler olsun, geri ‘Bu dağlar benimdir.’ diyenlere, bugün o dağlarda kamer kategorik bayrağın dalgalandığı ve ‘Bu dağlar bu milletindir.’ denilen haykırışlar yükselmektedir Tanrı’a hamdolsun. Terör örgütlerinin az daha herkesi disipline etmeye çalıştığı, korkuttuğu, ürküttüğü bire bir Türkiye’den bugün Sayın Cumhurbaşkanı’mızın başkomutanlığında Cenabıhak bin nöbet razı olsun ki kahraman evlatlarımızla bu arada defans sanayimizin yüzde 20’den yüzdelik 80’e gelmesiyle beraber, özlük insansız gelgel aracını, öz Akış helikopterlerini, hamle helikopterini yapabilen, kendi mühimmatını yapabilen öz istekli etkin o memlekete kendisini adayan yetişen kahraman evlatlarımızla nazik tıpkısı mücadele veriyoruz.”

“Bu memleket hoppadak toprağın üstünde olanlar değildir”

İçişleri Bakanı Aristokrat, sonuç dönemde Türkiye’nin çevresinde yaşanan kâh gelişmelere da değinerek şunları kaydetti:

“Şayet bugün sağlam olmasaydık tığ zaman Maşrık Akdeniz’bile olamazdık. Şayet zaman kuvvetli olmasaydık bu evlatlarımız fedayı duygusal etmeyi göze almamış olsalardı tığ bugün Azerbaycan’üstelik kardeşlerimize Karabağ sevincini bilcümle alay malay yaşatamazdık. Biz Mecbur Maraş’ı ‘Açık Maraş’ haline getiremezdik. Hakurk’tan Afrin’e büyüklüğünde yıldırı koridorunu Avrupa, Amerika yapardı, tığ birlikte bakardık. Sizin evlatlarınızın ortaya koyduğu atılganlık, fedayı fert, sizin evlatlarınızın ortaya koyduğu tıpkısı millet üzere benzeri memleket için neler yapılabildiği anlayışı bugün sadece bize tıpkı şeyler kazandırmadı. Ati nesillerimize, değme birine mostra oldu, rastgele birine benzer oldu. Onlar bize haddinden fazla molekül öğrettiler. Onlar bize ahlakı, anneyi, babayı, fazileti, toprağı, vatanı, sevgiyi, bayrağı… Onlar bize çokça madde öğrettiler. Bibi öğretmeye devam ediyorlar. Onların mezarları bize birer öğreticidir. Şehit olduklarında arkalarından yürüdüğümüz, tabutlarını omuzumuza verdiğimiz devir kamer meydanda bayraklarla donanmış, herkesin tekbirlerle o yürüyüşü bize çok öz öğretiyor. Zihnimize, çocuklarımıza, gelecek nesillerimize, bu milletin birliğine haddinden fazla molekül öğretiyor. Bu memleketi yemeden içmeden toprağın üzerinden varsayanlara sesleniyorum: Bu yurt elden toprağın üstünde olanlar değildir. Bugünkü yaşayanlar değildir. Bu yurt amacıyla fedayı duygusal edenlerdir, toprağın altından bize bakanlardır, manevi büyüklerimiz, önderlerimizdir, şehitlerimizdir. Etrafımızdaki coğrafyanın dönüp Türkiye’ye bakıp yakarış etmeleri, ‘Tanrı’ım bu Mutekit yurduna sen zeval getirme’ demelerinin sebebi üstelik tam de budur. Tanrı’a çokça şükür onların sayesinde bugün ayaktayız, dünyaya vadi okuyoruz. Eskiden Amerika inç sallardı, ‘Şuraya giremezsin buraya giremezsin. Sana şu silahı, bu silahı vermem. Sana şurası yaptırmam.’ Bugün ne büyüklüğünde pus sallarsa sallasın, ‘Biz seni dinlemiyoruz’ diyen, ‘Tığ geleceğimiz, hürriyetimiz, bağımsızlığımız için denk ödemeye hazırız’ diyen tıpkı Türkiye var.”

(Sürecek)

Share: