Trabzon’da zeytin yetiştiriciliği milattan önceye dayanıyor

Trabzon’üstelik zeytin yetiştiriciliği milattan önceye dayanıyor

Peyzaj Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Ahmet İhsan Hacıfettahoğlu:

“Zeytin bu bölgede yeniden yetiştirilebilir”

TRABZON – Trabzon’un Akçaabat ilçesinde 13. yüzyılda İmparator 2. Alexios vasıtasıyla yaptırıldığı bilinen Akçakale Kalesi’nde başlatılan kazı çalışmaları sırasında kalenin çevresinde özen çeken zeytin ağaçları Trabzon’de zeytin yetiştiriciliğini baştan gündeme getirdi.

Tarihi bölgede milattan önceye müstenit, Osmanlı Döneminde ise geliştirilen zeytin yetiştiriciliği Trabzon’da akıbet dönemde yeniden gündeme geldi. Trabzon’un Beşikdüzü ilçesi ile Of İlçesine büyüklüğünde uzanan periferi şeridi boyunca zeytin yetiştiriciliğinin yöre planda olduğu Vazelon Manastırı kayıtlarında kayran aldığını tamlayan Araştırman Yazar Zehra Topal, bölgede zeytin ve zeytinyağı üreticiliğinin yıllar sonradan yeniden canlandırılmasının hem toprak ekonomisi hem birlikte eko turizme büyük katkı sağlayacağını söyledi.

“Civar halkı zeytine ve zeytinyağına ecnebi değil”

Araştırmacı Edip Zehra Topal, yöre halkının zeytine ve zeytinyağına ecnebi olmadığını belirterek “Vazelon Manastırı kayıtlarında bu bölgede 13-14 yüzyılda zeytin yetiştirildiğini yazıyor. Demek ki zeytin vardı. Osmanlı fethinden sonra burada baya ayrımsız zeytin ağacı varmış. Gelirler öncelikle kilise vakıfların tahsis edilmiş sonradan öncü beyine ama gelirlerden bazılarının kiliseye gitmesi bin 850’lere kadar sürmüş. Sümela bunların zarfında. Kuştul ve Gümüşhane’dahi kâin Hıdırellez Manastırı bunların içindeymiş. Bunların varlık statüleri bitmeme etti ve zeytinlerden onlara gelirler gitti. Çok zeytin ağacı vardı, tahrirler onu gösteriyor. 1486 yılında Trabzon kazasında hep zeytinyağı 294 bin litre, 1554 yılında 223 Bin 800 litre, 1583 yılında 234 Bin litre yağ üretildi. Çok öğütücü diş ise sofralık kendisine satılmış. Bursa, Selanik ve Trabzon sunu haddinden fazla zeytinyağı yetiştirilen şehirlerdi. Elan sonradan bu azalıyor. Eynesil’den Of’a büyüklüğünde periferi kesimleri zeytin ağaçları ile kaplıydı. Ayasofya’nın etrafında Evliya Çelebi çokça adamakıllı zeytin bahçeleri olduğunu Akçaabat’ın etrafının tamamen zeytin ağaçlarından kaplı olduğunu yazıyormuş. Çarşıbaşı’nın merkezinde 1 ay zeytin toplandığını ben benzeri öğretmenden duydum. Bilahare bu zeytinlerde hastalık oluşuk. Gayrı müslimler gidince buna önem verilmedi deniyor. Muhacirlikten dönenler zeytinlikleri yakmışlar. 1940’larda zeytinlerde hastalık oluşuk. Fehamet derenin kenarına kazanlar kurdurmuş. Zeytinler ilaçlanmış ama buda yarar etmemiş. Bilcümle zeytinler kurumuş, Vatandaşlar da kuruyan zeytinleri kesmiş ve namına ayrıksı şeyler dikmiş” dedi.

Sahil kesiminde Akdeniz iklimi bulunduğunu belirten Topal, “Çarşıbaşı-Yoruz burnu ile Trabzon beyninde Akdeniz tipi abuhava var. Halen daha zeytin var burada. Mersin ve Akçakale’de yetişiyor. Karayolları Zeytinliği dediğimiz bölgede yeryüzü bereketli zeytinyağı sâdır zeytinlikler bulunurdu” ifadelerini kullandı.

“Ermiş Çelebi Trabzon zeytinyağı amacıyla ‘Altın sarısı’ ifadesini kullanmış”

Bozuk Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürlerinden ve Tabiat-gündüz Derneği 2. Başkanı Ulvi Çankaya ise yaptığı açıklamada “Bu nahiye da zeytincilik Evliya Çelebi’nin 1640 yılında Trabzon’a gelişiyle gündeme mevrut ve Ayasofya’da irem bağları var demiş. Akçaabat’ta kiraza benzeyen zeytin var demiş ve o dünyanın genişlik ferah zeytini demiş. Burada 7 nev zeytin olduğundan bahsetmiş. Ancak yağ zeytini denilen çeşide ise ‘Trabzon’un zeytinyağı değerli sarısıdır’ diyerek sözlerine ilave etmiş. Bugün geldiğimiz noktada Akçakale’de ayrımsız kazı çalışması yürütülüyor. Burada kermen ortaya çıktığı kabilinden kültürel-içtimai yankı turizminde kategorik buna paralel adına yürütülmesi geçişsiz. O düz içerisinde zeytin ağaçlarının baştan dikilmesi geçişsiz. Tarihi zeytin ağaçları bulunuyor burada. Zeytin ağaçlarında mevcut pijleri dikmek vasıtasıyla üretim yapılabilir. Burada piknik alanı düşünülürken zeytin ağaçları kesinkes olmalı. Trabzon arpalık patlıcan inciri ve Japon Hurması bile yerini kesinkes almalı. Lokal bitki örtüsüyle bu kermen tamamlanmalıdır. Özellikle sahillerde zeytinliklerimiz vardı. Demincek villalarla, otellerle yada familya fora etmek aracılığıyla buradaki zeytinler söküldü. 1940-80’ler ortada kötü kültür beğenmek isteyenlerle birlikte fındık ayırmak isteyen arkadaşlarımız zeytinlikleri söktü. Zeytin zenginliktir. Lahut aynı meyvedir. Türk milletinin kültüründe çokça şanlı bire bir vadi karışma etmektedir. Akçakale’da yapılan bu kalenin turizme açılması noktasında yankı turizm kapsamında kesinkes zeytinliklere kayran verilmeli. Buradaki geçmiş kültürde katiyetle anlatılmadır. Yomra ile Yoroz arası Akdeniz iklimi olan bire bir alandır. Rahatlıkla bu bölgede de yetişebilir. Evlerin bahçelerine ferah ferah dikilebilir ve bulunan olanları da korumalıyız” şeklinde konuştu.

“Zeytin bu bölgede yeniden yetiştirilebilir”

Peyzaj Mimarlar Odası Trabzon Idarehane Başkanı Ahmet İhsan Hacıfettahoğlu bile zeytinin mukaddema burada olgun olmasının bugün dahi yetişeceğinin kanıtı olduğunu belirterek “Buranın ikliminin zeytine akla yatkın olduğu biliniyor. Boydak bir zaman yapılan hatalardan ve uygulamalardan zeytincilik bu bölgede azalmış ama yeniden artırılabilir. Bunun üzere öncelikle buradaki zeytinin değerini artırmamız gerekiyor. Coğrafi meni belgesi alınıp buradaki zeytinler soy değerinde satılabilirse zeytincilik yeniden gelişecektir. Zeytin, peyzaj mimarisi açısından dahi haddinden fazla önemlidir. Bununda yeniden hayata geçirilmesi gerekiyor. Ekincilik arazisindeki zeytinlerden değil üretilip direk haline getirilip peyzajda kullanılmasını tığ öneriyoruz” diye konuştu.

Hacıfettahoğlu, turizm yerine ise kalenin düzenlemesinde banko evcil Akçaabat zeytinin kullanılması gerektiğini tabir ederek “Buranın peyzaj çalışması yapılırken projeci bitkilendirme çalışmasında yerli bitkileri kullanacak. Tıpkı zamanda zeytini üstelik civar plana çıkarması gerekir. Akçaabat’taki zeytin bahçelerinin benzeri peyzaj mimarı aracılığıyla düzenlenerek truzime kazandırılması gerekir. Zeytin’i toplayabileceği, zeytinyağının üretimini görebileceği ve satın alabileceği tıpkı alan oluşturulursa Akçaabat zeytini de eko-turizme kazandırılacaktır” dedi.



Share: