Seyit Torun’dan Vekil Soylu’ya: “Sen Bırak İkiyüzlülüğü, Yüz Değiştirmeden Yüzü Kalmamış Benzeri Bakansın. Sen Hicap Duygusunu Yitirmiş Benzeri Bakansın”

CHP Umumi Başkan Yardımcısı Seyit Torun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “İmamoğlu beni aradı, benden müzaheret istedi. Bana muhtemelen tıpkısı konuda, ‘CHP Umumi Merkezi beni sevmiyor, bu konuda bana yardımcı peki musunuz’ dedi” iddialarına tepki gösteri. Torun, Bakan Soylu’evet; “Devletin İçişleri Bakanlığı koltuğu, aklını yitirmiş, psikolojisi çözülüm aynı kişiye emanettir. ‘Biz, on paralık riyakâr olmadık’ diyor. İstanbul’üstelik, Ankara’bile geçmiş dönemlere ilgilendiren milyarlarca teklik yolsuzluk dosyalarını sumen şeş fail sen değil misin Sayın Bakan? Sen bırak ikiyüzlülüğü, yüz tıpı tıpına yüzü kalmamış benzeri Bakansın. Sen utanç duygusunu yitirmiş bir Bakansın” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Reisi Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı yoluyla belediyeye müteveccih başlatılan “terör soruşturması” üzerine bilgelik atfetmek üzere elindeki belgelerle bu sabahleyin Saraçhane’da basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu’nun arkası sıra Süleyman Soylu birlikte bakanlıkta bir basın toplantısı düzenledi. Aristokrat’nun yeni iddiaları üstüne İmamoğlu ikinci ayrımsız matbuat toplantısı düzenledi.

Açıklamaların peşi sıra CHP Umumi Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul Büyükşehir Uray Binası’nda izah yaptı. Torun’un açıklaması şöyle:

“ŞAYET BİR SUÇLU, BİR TERÖRİST YILLARCA ELİNİ KOLUNU SALLAYIP DOLAŞIYORSA BUNUN SORUMLUSU İÇİŞLERİ BAKANI’DIR”

“Zaman saat 16’dan sonradan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun iftiralarını dinledik, karalamalarını dinledik. Sıradan koltuğuna yaraşıksız benzeri bakanın elbet söylediğine tanık olduk. Sabah İstanbul Büyükşehir Uray Başkanımız Ekrem İmamoğlu belgeleri ile birlikte kanun maddelerini rapor ederek, Temel hükmünü da anlatım ederek süreci tanımlaması ve belgelemesi onu öyle kızdırmış olsa icap kim, o iftiralarının ne büyüklüğünde gereksiz olduğunu ispatlamış olsa gerek ki maalesef zavallılık zarfında, ekli ayrımsız can kuşu haliyle cevap vermeye kalktı.

Yalan bitmeden doğruyu konuşamayan ayrımsız İçişleri Bakanı ile cebin karşıyayız; uymadığı Anayasa’yı eline almış, bize gösteriyor, güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesini kendine himaye etmeye çalışıyor. Polisimizin, askerimizin arkasına saklanıp öz suçlarını bastırmaya çalışıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde aynı kişinin yıldırıcı ya birlikte başi yerde olup olmadığını belirleme edecek gönül rahatlığı İçişleri Bakanlığı’dır. Şayet bir suçlu, ayrımsız yıldırıcı yıllarca elini kolunu sallayıp dolaşıyorsa bunun sorumlusu İçişleri Bakanı’dır. Belediyelerin emniyeti da istihbaratı de yoktur. Süleyman Aristokrat zaman eğer söylediklerinin binde biri üstelik makul ise kişi görevini yapamadığını tıpkısı kat elan itiraf etmiştir. Adli sicil kayıtlarını veren Doğruluk Bakanlığı’dır; düzenlilik soruşturmalarını İçişleri Bakanlığı’dır. Aynı tespit varsa bulursunuz, gerekeni yaparsınız.

Eğer uray çalışanları ile ilgilendiren somut benzeri cürüm varsa bunu, belediyeye bildirirsiniz. Şehremaneti gereğini yapmazsa o ahit konuşursunuz, o ant suçlarsınız. Amma belediyemize bilgi vermeden tuzak kurmaya hizmet etmek, basın toplantısında dedikodu fayrap etmek; aymazlıktır, utanmazlıktır.

“SEN BIRAK İKİYÜZLÜLÜĞÜ, BENIZ DEĞİŞTİRMEDEN YÜZÜ KALMAMIŞ BİR BAKANSIN”

Devletin İçişleri Bakanlığı koltuğu; aklını yitirmiş, psikolojisi dağılmış bire bir kişiye emanettir. ‘Biz, on paralık yalabık olmadık’ diyor. İstanbul’da, Ankara’de eski dönemlere ilgilendiren milyarlarca lira yolsuzluk dosyalarını sumen şeş fail sen değil misin Sayın Bakan? Sen bırak ikiyüzlülüğü, beniz değiştirmekten yüzü kalmamış bire bir Bakansın. Sen sıkılma duygusunu yitirmiş benzeri Bakansın. ‘1668 yıldırıcı var’ diyorsun, henüz güzeşte sene 557 terörist var diyordun, ‘kanıtlama edemezsen namertsin’ dedik. Bugüne büyüklüğünde hiçbirini ispat edemedin. Deminden çıkıp ne yüzle konuşuyorsun anlamıyoruz.

1668 terörist varsa yıllardır hastalık bu eşhas hakkında prosedür yapmadınız? Bunlar bire bir günde mi yıldırıcı oldu? 241 çalışanın geçmiş yönetimler aracılığıyla işe alındığını öz ağzınla tabir ediyorsun, kendin söylüyorsun. Niye bunlar üzere daha önce harekete geçmedin? Sebep önceki yöneticiler üzerine hiçbir prosedür yapmadın? Al soruşturmaları açacaksın, belediyemiz sizden vukuf isteyecek vermeyeceksin, FETÖ taktikleri ile tuzak kurmaya çalışacaksın sonraları çıkıp belediyelerimizi suçlayacaksın… Bulunmayan anca Bakan!

“ŞİMDİ TEKRAR SANA EKRANLARDAN ÇAĞRIDA BULUNUYORUM: ŞAYET ONURUN, ŞEREFİN VARSA O KOLTUĞU TECEZZI VÜCUT”

İnsanları ikinci derecede yakınları üzerinden terörle iltisaklı zar ediyorsun. Ondan sonra dahi yıldırıcı var diyorsun. Sen geçmiş dön dahi tıpkı bak: Hollanda Büyükelçisi kim, onun kardeşi nerede? Ona tıpkı bak. Senin Nazır Yardımcının kardeşinin FETÖ’den arandığı ortaya çıkıntı, sen hala insanları yıldırıcı car ediyorsun. Önceki tıpkı sağına, soluna bak.

Bakanlar Kurulu toplantısında fırçayı yemişsin. O Vekâlet koltuğundan kalksan sana selam dahi veremeyeceklerini biliyorsun. Bunun acizliği ve paniği süresince akım ediyorsun. Onun için demincek kullanılmış, altından yalan koltuğunu yetişmek üzere bize saldırıyorsun. Yararsız çarpışma buradan sana aldatmak sokak. Sen bu yalanlarınla kimseyi inandıramazsın. Artık senin yalanlarına inanacak kimse üstelik kalmadı. Suçluluk psikolojisi ortamında çırpınıyorsun, çırpındıkça birlikte batıyorsun. Kendini Saray’a tanıt etmeye çalışırken, herhangi bir yaptığınla de yavaş oluyorsun.

Deminden esasen sana ekranlardan çağrıda bulunuyorum: Eğer onurun varsa, şerefin varsa o koltuğu terk deri. O mağrur koltuğa yakışmıyorsun ve değme dönme seni gelişigüzel yerden ricat etmeye çağırma edeceğiz. Çünkü sen, oldukça bu ülkede tıpkısı çöz güvenlik sorunusun. ve bu ülkenin huzurunu bozan bire bir insansın. ve seçkin aktarılma, seni istifaya çağırmak üzere bu çağrımızı yineleyeceğiz.”

Share: