Ahmet Şık’tan Vekil Kurum’a: “Tıpkısı Tarafta ‘Deprem Var’ Diye Niteleyerek Hamhalat Vatandaşı Evinden Atıp Öte Yandan Uğrun Binlerce Binaya Ahiret Yolculuğu Affı Intikal Etmek Size…

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Hazır, Mekân Kentçilik ve İklim Değişikliği Bakanı Maksat Kurum’a İstanbul’un mahallerindeki kentsel inkılap çalışmalarını sordu. Tetik, “‘Yıkım çalışmaları başlayacak’ dediniz, mahalleliye ‘Evinizi tecezzi edin’ diyerek bildirim gönderdiniz. Evlerinden çıkmayan halkın cıvıltı, su, saf gazını kestirdiniz. Benzeri tarafta ‘hareket var’ diye niteleyerek verimsiz vatandaşı evinden atıp mavera yandan gizlice binlerce binaya ölüm affı intikal etmek size yakışırdı, yaptınız. Harbiden soruyorum; siz, müteahhitlerden başkasını kalpsiz mısınız” dedi.

TBMM Çekim ve Bütçe Komisyonu’nda zaman Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçesi, Bakan Tasavvur Kurum’un katılımıyla görüşülüyor. Komisyonda meze alan TİP İstanbul Mebus Ahmet Süslü, AKP dönemindeki yapım projelerine ilgi çekti. Derli Toplu, 1999 Marmara Depremi’ni hatırlattı ve hiçbir öğüt alınmadığını belirtti.

İktidarın önceliğinin müteahhitler olduğunu ve bu nedenle çatı denetimlerinin yapılmadığını kaydeden Derli Toplu, “İmar barışı adı altında görüş satın alınmaya çalışılıyor” dedi ve 2018’deki intihabat öncesinde de tıpkısı konunun gündeme geldiğini hatırlattı. İmar aflarıyla güvencesiz yapıların önünün açıldığını ve halkın kendisiyle birlikte bırakıldığını belirten Hazır, “Bu ülkede yaşayanların güvenli çevrelerde kişi hakkını fıtrata, kadere bırakıp mı koruyacaksınız? Değme madde yaradılış, nasip ise siz hangi işe yararsınız” diye konuştu.

” HERHANGI BIR FELAKETTEN SONRADAN ‘NASIP, FITRAT’ AÇIKLAMASI YAPILIYOR”

Ahmet Süslü, şunları söyledi:

“1999’bile çok kırıcı tıpkı yıkım yaşamıştık mevki adına, o depremin üzerinden 23 yıl geçti. Van, Elazığ, İzmir depremlerinin kaybına dönük hafızamız bibi tüvana amma gelinen süreçte, hele 1999 depreminden bilahare sabık kestirmece sakim asra baktığımızda tek ders alınmadığı de beyninde. Çünkü hala yurttaşları dünyadaki en güvensiz evlerde yaşamaya sadık bırakan benzeri izan var. evet müteahhitler için yurttaşlar evlerinden ağız paça sokağa atılıp kentsel dönüşüm adı altında sürgüne uğruyorlar ya bile ihale edecek ayrımsız müteahhit yoksa birlikte haracını ödeyip o evler başlarına yıkılsın diye muntazır bire bir kudret anlayışı var. Seçme felaketten bilahare üstelik söz birliği edilerek benzeri izah yapılıyor; ‘felek, yaradılış’.

“İMAR BARIŞI REZIL ALTINDA FIKIR SATIN ALINMAYA ÇALIŞILIYOR”

Halbuki sizin sorumluluktan sıyrılmaya çalıştığınız bu izah yerine, her yıkımı tılsım almayarak, bakı işlerinizi hesabına getirmeyerek, müteahhitlerden başkasını düşünmeyerek hazırlayanın kendiniz olduğunu düşünmeniz gerekiyordu. Kat Sayı mi? Akla Yatkın düzgün bina denetiminin olmadığı, her bir bölgesi yer sarsıntısı kuşağı olan ülkede, imar barışı adı altında rey satın alınmaya çalışılıyor. 2018 seçimlerinde yapılanlar, demincek yine, seçme konuşulan şimdilerde yeniden ortaya sürüldü.

“İMAR BARIŞIYLA 26 MİLYAR LİRALIK AHIRET YOLCULUĞU SATILMIŞ”

Mimarlar Odası bu konuyla ilgili açıklama yapmıştı, daha önceki ümran affıyla ilişik. Bugüne büyüklüğünde afete maruz kalabilecek bölgelerde veya dere yataklarında olup olmadıklarına, içmece suyu havzaları ve tarihi sit alanlarının üstüne düz yazı edilip edilmediklerine bakılmaksızın yaklaşık 3 milyon 120 bin sinsice ve imara muhalif yapı üzere 26 bilyon liranın üstünde bina taşıt belge bedeli alınmış ve yurttaşlara, riskli yapıları istimal izni bırakılmış. Yapı güvenliği olmayan; planlama, mimari ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş, ustalık namına sağlık ve düzenlilik koşulları belirsiz hep 7 milyon 393 bin 413 bağımsız milletvekili doküman aranje. Yani 26 milyar teklik ölüm satılmış bu mamure barışıyla. Bu tür bayındırlık afları münhal sinsice, mühendislik hizmeti almamış yapılarda yaşamaya, güvensiz ve hesapsızca yapılaşmaya alıştırılan halkı kendisiyle beraberce çoğaltmak anlamına geliyor. İmar affıyla affedilen binaların zelzele karşısında dayanıklılığı üstelik para sahiplerinin beyanına bırakılıyor.

“SEÇME HUSUS BAHT, FITRAT İSE SİZ HANGI İŞE YARARSINIZ”

Gerçekten soruyorum; ‘vatandaş ne yaparsa yapsın, başına hangi gelirse gelsin özlük bileceği iş’ diyen benzeri izzet ve nüfuz anlayışı olanaklı mi? Bu insanların çocukları, komşuları, kendi canları nadir değil mi? Müteahhitlerin projelere muhalif yaptığı binaları imar affıyla affedip dairelerini keyif satabilmeleri, o dairede oturacak vatandaşın canından elan eşsiz bir aplikasyon mı? Bu ülkede yaşayanların emniyetli çevrelerde can hakkını fıtrata, kadere bırakıp mı koruyacaksınız? Gelişigüzel husus fıtrat, nasip ise siz hangi işe yararsınız?

“RANTİYEYE GİREN MÜTEAHHİT BULUNDUĞU ANDA YOKSULA YIKIM VE CIMBAR GETİRİLİYOR”

Kentsel tahavvül diye tıpkısı özdek icat edildi. Rantiyeye giren ayrımsız yüklenici bulunduğu anda yoksula yadımlama ve sürgün getiriliyor ve böylece rastgele projeyi ‘zelzele önlemi’ diye satıyorsunuz. Larp güvenli mekân savunucusu yerine karşımıza çıkıyorsunuz. Kentin ve kentlerin çıkarlarını gözeten tahavvül böyle olmaz. Bu, eskimemiş palazlanan yandaş müteahhit usulü aynı kentsel dönüşümdür. İnsan üzere değil rant için yapılan tıpkısı dönüşümdür. Bu projelerin ardında, çöllük bölüt konut edindirme ya da altyapı erişim, kente mail yaşam koşulları üzere standartların yükseltilmesi değil, anamal üzere yıpranmamış yatırım ve kar alanları fotoğraflamak vardır.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM REZIL ALTINDA YAPILAN, BAKIMSIZ VATANDAŞI BORÇLANDIRMAK”

Zaman kentsel transformasyon adı altında yapılan, verimsiz vatandaşı sokağa atmak, tıpkısı birlikte üzerine çökülen arazide belirlediğiniz müteahhitlerden familya alsın diyerek borçlandırmaktan ibarettir. Ayrıksı ayrımsız madde değil. Bazılarını üstelik kendi mahallelerinden, evlerinden koparıp şehir dışına cimbar edildikten sonradan birlikte siz tokken haris yatan komşunuz olmasın diye niteleyerek zat yandaşınızdan yapılmış müteahhitlere satılan evlerde kişi çevrenizden uzaklaştırmaktan ibarettir.

“GIZLIDEN GIZLIYE BİNLERCE BİNAYA AHIRET YOLCULUĞU AFFI ÇIKARMAK SİZE YAKIŞIRDI, YAPTINIZ”

Okmeydanı’nda, Fetihtepe’de, Fikirtepe’birlikte, Tozkoparan’bile, Kağıthane’bile, Çekmeköy’üstelik ve Tokatköy’birlikte yapılanlar bile söylediğimizin kanıtıdır. ‘Yıkım çalışmaları başlayacak’ dediniz, mahalleliye ‘Evinizi tecezzi edin’ diye bildirim gönderdiniz. Evlerinden çıkmayan halkın zindelik, akarsu, tabii gazını kestirdiniz. Bu üstelik yetmedi, kapılarını kırıp yurttaşları gözaltına aldırdınız. Bezemeli ve hiçbir işe yaramayan kira yardımları birlikte tapusu olanları 20 yıllığına borçlandıracak, değme sene faiz koyduracak, olmayanı üstelik gözünüzün önünden atacak ayrımsız rant ağını kentsel tahavvül diye niteleyerek pazarlıyorsunuz. Tıpkısı tarafta ‘deprem var’ diye niteleyerek çöllük vatandaşı evinden atıp mavera yandan çaktırmadan binlerce binaya ahiret yolculuğu affı çakmak size yakışırdı, yaptınız. Nitekim soruyorum; siz, müteahhitlerden başkasını duygusuz mısınız?”

Share: