Depremzede doktor, meslektaşlarıyla yaraları sarmaya çalışıyor

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Malatya’dahi evi hasar gören Doç. Dr. Emre Ergen, meslektaşlarıyla afetzedelerin yaralarını kazanmak için çalışıyor.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Akil Baliğ, geçmiş depremin ardından eşi ve üç çocuğunu otomobilde bırakarak hastaneye ulaştı.

Kent sakinleri gibi afetten etkilenen sağlıkçılarla enkazdan sıhhatli çıkarılanlara müdahalede mevcut Akil Baliğ, günlerce ailesinden ırak, fedakarca şifa olmaya çaba etti.

İkinci depreme evgin bölümünde yakalanan Ergen ile meslektaşlarının, ameliyata gitmek amacıyla sedyede bulunan hastayı tutmaları ve sarsıntının bitmesiyle uzaklaşmaları güvenlik kamerasınca kaydedildi. Ayrıca yaşanan panik üstelik kayıtlarda yer aldı.

Doç. Dr. Emre Ergen, AA muhabirine, depremle uyandıklarını, sonrasında eşi ve çocuğunu binadan hariç çıkardığını söyledi.

Ailesinin araçta kaldığını, 13 kilometrelik mesafeyi kestirmece iki saatte ilerleyerek hastaneye ulaştığını anlatan Akil Baliğ, meslektaşlarının üstelik hastaneye geldiğini belirtti.

Akil Baliğ, yıkılan yerleri öğrenmeye ve yakınlarına ulaşmaya çalıştıklarını, saat 05.30’dahi dahi yaralıların hastaneye gelmeye başladığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pres bire bir durumdu. Bir yandan kendinizi ve ailenizi düşünüyorsunuz. Hastanede elimizden geleni yapmaya çalıştık. Gelen hastaları benzeri yakınımızmış üzere değerlendirdik. Ihtimal de yıkım karşısında bizim yaptığımız sıradan ayrımsız molekül. Bu süreçte kestirmece 300 hastaya engelleme ettik. Ölümlerin ve kayıpların yanı sıra sıradan bir cirim görünüyor belki. Burada müteharrik hep arkadaşlarımız ‘karıncanın ateşe taşıdığı su misali’ kabilinden çalıştı. Şişman aynı emekle sorumluklarını adına getirdi. Deprem sürecinde tığ bile elimizden geleni yapmaya çalıştık.”

“Çocuklarımı 13 aktarılma görmedim”

Sürekli insanlara havari olmaya çalıştıklarının altını çizen Akil Baliğ, “Çocuklarımı 13 devir görmedim. Çocuklarım çok aheste aynı deprem yaşadı. ‘Baba hangi zaman geleceksin, iyi misin? Sakın içerde yatma.’ diyorlardı. İki depremi dahi yaşadılar. Onlara avunç vermeye çalıştım. Evimiz ihtimal hasarlı amma çokça şükür göçük altında kalmadık. Kendimizi kurtardık.” dedi.

Ergen, çocuklarının Sivas’ta okula başladığını, buradan biraz ırak kalmalarını istediğini anlatarak, “Yanlarında değilim. Buraya tıpkısı süre gelmelerini istemedim zira bu şehri bu şekilde görmelerini istemedim.” diye konuştu.

“İlk ağladığım hasta benim oğlumun yaşındaki tıpkısı çocuktu”

Çocuk hastaların kendisini elan aşkın etkilediğine meni fail Akil Baliğ, şunları kaydetti:

“Benim üç çocuğum var. İlk ağladığım hastalanmış benim oğlumun yaşındaki tıpkısı çocuktu. Sol ayağı enkazda kalmıştı. Esen kolu ikinci rütbe hasar görmüştü. O çocuktan çok etkilenmiştim. Mesafelik geçtikçe bu kabil hastaların elan aşkın olduğunu gördük. Bir yandan kendinize bilge olmaya çalışıyorsunuz, özge yandan ise yanımızda olan asistanları motive etmeniz gerekiyor. Herkesin ailesi tıpkı durumda. Ben kişi çocuklarımı düşünüp görevden kaçsaydım ihtimal birlikte benimle etkin tüvana asistanlarımız tam motivasyonu gösteremeyecekti. O yüzden dirayetli olmaya çalıştık. İş disiplinini bozmamaya çalıştık.”

Mefret evgin bölümünde nadir doktorların çok çalıştığını dile getiren Ergen, “İkinci sarsıntı sırasında bitmeme fail üç ameliyatımız vardı. Faaliyetler başlamadan hastanın biri doktor arkadaşlara, ‘Burası yıkılacak, kaçın, kendinizi kurtarın.’ demiş. Hastanemiz depremleri hasar almadan atlattı. Kurumumuzu ve şehrimizi toparlamak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız.” ifadelerini kullandı.

Akil Baliğ, ikinci zelzele sırasında depresyon altından çıkarılan benzeri hastalarının bulunduğunu, sağ bacağının alçak şekilde parçalandığını ve bilincinin mecbur olduğunu anlattı.

O hastayı ameliyathaneye uğratmak üzere ivedili bölümünde durumu organize ettiğini tamlayan Akil Baliğ, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aynı arkadaşımız hastanın başındaydı. Duyum Yitimi doktoru Neslihan Altunkaya Sarıklı ile telefon görüşmesi yapıyordum. Hastayı ameliyathaneye indireceğimizi bildirmeye çalışıyordum. O fasıla hocamız hareket olduğunu söylediğinde yer sarsıntısı şiddetlendi. O vakit hekim ve diğer arkadaşlar hastaya engelleme ediyorlardı. Onlar o kânunuevvel hastanın üstüne kapandılar. Bu, görev bilinci. Kaçmadan hastayı korudular. Deprem geçtikten sonradan hastayı ameliyathaneye indirdik, demincek sağlığı durumunda. Biz dahi bunun için mutluyuz.”

Share: