Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: “Cezasızlık algısını ortadan kullanmak üzere adımlar atıyoruz”

Hak Bakanı Bekir Bozdağ, İzmir’de düzenlenen Etki Teşkilatı Toplantısında yaptığı konuşmada, infaz sisteminde cezasızlık algısını ortadan gidermek için adımlar attıklarını tabir ederek, “Cezası az olan suçlarda bakir benzeri yürütüm uygulamasını gündeme getirmeyi ve Türkiye’ye kazandırmayı planlıyoruz. Çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Türe Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün İzmir’üstelik düzenlediği Yargı Teşkilatı Toplantısına, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın birlikte 81 ilin başsavcıları, Toprak Adliye Mahkemesi (BAM) Başsavcıları ve Nahiye İdare Mahkemesi (BİM) Başkanları katıldı. Yargı Teşkilatı Toplantısı’nın açılışında mütekellim Türe Bakanı Bekir Bozdağ, “Politikalarımızı yargıda görev fail bilgili, müddeiumumi ve avukatların ve yargıdan herhangi bir kesimin ortaya koyduğu görüşlerden Türkiyemizin birikimine değer vererek oluşturuyor, geliştiriyor ve gereken adımları atıyoruz” dedi.

İstişare haklı türe politikaları geliştirmeye devam edeceklerini tabir fail Bakan Bozdağ, “Adalet mülkün temelidir. Toplumda gelişigüzel kesimin beklentisi, adaletin sağlıklı ayakta tutulması, adaletin vaktinde adil bire bir şekilde kırıtma etmesi ve hakkın metin sahibine teslim edilmesidir. Bittabi bu önemli görevi hakimlerimiz, savcılarımız icra etmektedir. Herkesin istihdam edildiği fariza önemlidir. Adalet üzere heybetli benzeri değere gitmek ve beklentilere cevap atfetmek görevlerin en yücelerindendir. O yüzden bile hakim, savcı ve avukatlarımızı yaptıkları işlerden ve gayretlerinden içten kutladığımı ikna etmek isterim. Türe arayana hakkını salmak kadar nadir tıpkısı molekül olamaz. Adaleti yemeden içmeden mahkemelere bırakırsak hatalı yaparız. Adaletli kararlar vermek, haklıya hakkını yöneltmek yargının görevi ama adaleti ayakta sancımak takkadak yargı kararlarıyla türlü değildir. İdarenin gelişigüzel biriminde familya değil nerede olursa olsun, yöneticilerin adil olması adaleti ayakta tutmaya en şişman destek olacaktır. O nedenle adaleti ayakta tutmak 85 milyon insanımızın ortak görevidir. Türe aile reisinin veya temas yöneticinin, hakimin, savcının, avukatın ikramı ve ihsanı değildir. Doğruluk, vatandaşın bizden rica ettiği hakkıdır. Karar veren durumda olan herkese sakıt adalet ve adalet ile hükmetmektir. Bu yemeden içmeden bizim değil, herkesin vazifesidir. Seçme işinizde adaletle dişlemek hem cesim Allah’ın hem kültürümüzün hem de yasalarımızın emridir” diye niteleyerek konuştu.

Geçerlilik hizmetlerinin bağımsız ve tarafsızlığı yanı sıra adaletli kararlarla için bitmeme etmesinin yargıya güveni ve memnuniyeti arttıracağını söyleyen Bozdağ, “Yargıya cüret ile yargıdan memnuniyet iki fehva. İyi bire bir afiyet, eğitim bilimi herkesi bahtiyar edebilir. Ancak mahkeme kararı kararlarına baktığımızda 2021 verilerinde yaklaşık 8 milyon dosyanın yargının elinde olduğu ve neredeyse 6 milyonu karar bağlandığı dikkate alınırsa tarafların yarısı kaybediyor yarısı kazanıyor. Kazanan birlikte istediği üzere kazanamıyor. 100 teklik tazminat istemiş ama mahkeme 10 teklik vermiş. Kazanmış amma memnuniyeti faziletli değil. Bu yüzden etki hizmetlerinden memnuniyet, gayrı hizmetlerle bir yere görmek şiddet görevlilerine butlan olur. Arzumuz yargıya güveni ve memnuniyeti elan ileri dayanmak. Çabalarımız bu yüzden. gece gündüz etkin hakimlerimiz, adalet edene hak ettiğini isnat etmek üzere çabalama sarfiyat ederken memnuniyeti ve güveni arttırmak amacıyla çabalama sarf ediyor. Bu vesileyle bilgili ve savcılarımıza gayretlerinden çevre teşekkür ederim. Hakimler ve savcılarımızın verdikleri kararlar eleştirilebilir. ‘Yanlışı, eksiği, dahası vardır’ denebilir. İstinaf yolunun varlığı, itirazın varlığı ilgilendiren yerler bunu değerlendirir. Vatandaşlarımızdan bile bunları beğenmeyenler eleştirilebilirler. Onlar haklıdır ama bunu yaparken bilge ve savcılarımızı itham etmelerini, suçlamalarını, taşlama etmelerini katiyen akseptans edemeyiz. Dizge kıymetlendirme yapacak ama benlik yapmadan, utanmak duyarak, itham etmeden ve akman tıpkısı dille yapacak. Bu incelikleri ayn ardı edenler adalete sunu şişman kötülüğü yapacaklardır. Dosyadaki delilleri ortada olmaksızın, bilge veya savcının ne dediğine bakmadan hemen toplumsal medyada, gazetelerde ve siyasi kanatların terazisinde tartılan değerlendirmeler çerçevesinde yargıya yumulmak çok şişman bire bir haksızlıktır. Bu aslında adalete saldırmaktır. Adalete güvenin ortadan kalkmasına bindi vermektir. Tabii eleştirilerimiz olacak. Fakat bunları hakaret etmeden siyasallaştırmadan hukuka akla yatkın, aktöre ve kültürümüze bağdaşır aynı biçimde ayırmak gerekiyor” dedi.

“Herkes haddini ve yerini bilecek”

“8 milyon davada süresince iki elin parmağını geçmeyecek, dosyadan ayrımsız haber kişilerin değerlendirilmeleri çerçevesinde yargıya hücum etmek balaban aynı sorumluluk” diyen Bozdağ, “Televizyonlardan, sosyal medyadan izlem ediyoruz. 8 milyon dosyadan eleştirilen 5-10 dosya. Bazılarına bu soruyu soruyorum amma o dosyaları sayamıyorlar. Umum insaf. Tanıdık 8 milyon dosyadaki kararı görmüyor, takkadak 3 dosyada doğruluğunu bilmediğiniz karar üzerinden saldırıyorsunuz. Bu adaletli, insaflı ve hakkaniyetli mi? Bizim istediğimiz kararlar verirlerse ‘Ankara’üstelik bilgili ve savcılar var’, şayet verilmezse ‘sarayın savcıları’ oluyor. Bu anahtar yargıya düşmanlık dilidir. Kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milleti adına adli süreçleri tay tay arabası bilgili ve savcılarımıza bu dille saldırma hakkına, gücüne ve kudretine eş değildir. Cümle haddini ve yerini bilecek. Ağızlarından çıkanları kulakları duyacak. Yargıya saldırmak, kararların eğriliğine ve doğrularına bakmadan bilge ve savcılarımıza giydirmek adalete yapılan yer büyük kötülüktür. Eleştiri yapanlar bunu lütfen bozulmamış benzeri dille yapın. Şahsileşen bir dille bunu yapmayın. Kararları eleştirin. On Paralık kimse Türk yargısını şamar oğlanı kabil göremez. Görmesine birlikte cevaz vermeyeceğiz” diyerek konuştu.

“Medyada görülen aynı yalanın doğrusunu afişe etmek lazım”

Yargıyla ilişkin güven duygusu ve sevinme konusu üstünde durulması gerektiğini tamlayan Bozdağ, “Matbuat savcılıklarımız, matbuat sözcülüklerimiz var. Komisyonlarımız ve başsavcılıklarımız yargıyla ilişik basında yer alan konularla ilişkin ara sıra meşruhat yapıyorlar. Ego üstelik Adalet Bakanı ve Kurul Başkanı kendisine bu müessesenin kullanılması ve kullanılmaktan çekinilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Siz doğruyu açıklamadığınız devir yargıya çevrik aslı faslı sıfır duyum medyada kayran alıyor, dolma dünyayı 3 misil turluyor ve açıklanan akla yatkın, yalana aşınmış oluyor. Cumhuriyet Altını başsavcılarımızın, hakimlerin ve komisyon başkanların bu konuda hassaslık göstermesinde avantaj var. Medyada görülen benzeri yalanın doğrusunu yorumlamak geçişsiz. Bu yargıya aheste katar ve yargının yıpratmasının önüne geçilir. Yalan ve bühtan dal gezerken aynı izah yapılırsa yalanın hükümdarlığı sona eriyor. Bu konuda az buçuk elan külhanbeyi almak ve cesim kurada adına bakmadan yalanın karşısına doğruyu nüfuz etmek yargıya güveni artıracaktır” dedi.

“Bakir düzenlemede cezası bir iki olanların belki bir kısmında yekpare infaz türlü”

Eskimemiş dönemde önemli çalışmaları bile gündeme getirmeyi planladıklarını söyleyen Bozdağ, “Hele cezasızlık algısına el açan birtakım ceza muhakemesi uygulamaları ve infazla ilişkin hususları baştan ele alıyoruz. İnfaz sistemimizi yeni tıpkısı anlayışla ele kayran, cezasızlık algısını ortadan kaldırırken diğer yandan düzelti edici fonksiyonunu öne çıkaran, denetimli serbestlik müessesini daha etkili ayla değirmek için balaban adımlar atacağız. Arkadaşlara hazırlık talimatını verdim. Bakir dönemde uzlaştırma müessesesi, amme davasının açılmasının ertelenme müessesesi, hükmün açıklanmasının ferasetsiz bırakılması müessesesi, şahsi davanın yeninden sisteme kazandırılması hususu baştan sıralama edilmesi başta başlamak üzerine Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza İnfaz Kanununu 2005’ten bu yana 17 almanak pratikte aksayan yönleri güzel tıpkı şekilde masaya yatırıp kabadayı şekilde değiştireceğiz. Makul gitmiyorsa neşter vuracağız. ‘Bunu biz yapmıştık anlayışsız çekmeyelim’ diyerek ayrımsız düşüncemiz namevcut. Eğer bunlarda dimdik cevap vermek imkanı istem ettiğimiz düzeyde değilse durup bakmayacağız. Belki hükmün açıklanmasının izansız bırakılmasını sistemimizden ağız ağıza çıkarabiliriz. Ihtimal kamu davasının açılmasının ertelenmesini çıkarabiliriz. Kül bunların hepsini uzmanlarla, pratiği değme dönme uygulayanlarla, akademisyenlerle ele alacağız” diye konuştu.

İnfaz sisteminde cezasızlık algısını ortadan kaldırmak üzere bakir adımlar attıklarını açıklanan Bakan Bozdağ, “Cezası birkaç olan suçlarda eskimemiş bire bir infaz uygulamasını gündeme getirmeyi ve ülkemize kazandırmayı düşünüyoruz. Bizde nerdeyse bağan cezalarda uygulama namevcut. Yıpranmamış düzenlemede cezası bir iki olanların belki tıpkısı kısmında cümle uygulama olanaklı. İnfaz sistemimizi cezasızlık sistemimizi ortadan kaldıracak hem dahi henüz kalifiye suçların işlenmesini önleyecek şekilde yeniden tasarım ika ihtiyacı üstelik ortaya çıkıyor. Hele kadına alın yol ve takatli haddinden fazla suçların işlenmesine baktığımızda tedbirler alınmış olsa bariyer olunabilir miydi diyerek düşünmüyor değiliz. uzunca yargılamalar değil, dizi film tıpkısı şekilde bitecek biçimde yeni bire bir usulü ortaya koymaya üstelik kararlıyız. Amacımız sistemimizi elan ferah ayla anlatmak, cezasızlık algısını ortadan bürümek, adalete güveni tedarik etmek, infazın beraberinde rehabilite fail ve topluma kazandıran sistemi lütfetmek istiyoruz. Seçime büyüklüğünde yetiştirmeye çalışacağız amma yetişmezse seçimden sonradan atacağımız ilk adımlardan biri bu uymazlık olacak. Sakıncasız olun bu adımlar adalete hamaset verecek, memnuniyeti arttıracak makro adımlar olacaktır. Kadına karşı hız ve it canlı çok apayrı suça baktığımızda hukuki tedbir münfail olsa, hukuk müessesesi buna cevaz vermiş olsa belki henüz iri suçların işlenmesi önlenebilir miydi diye sorgusuz sualsiz edemiyoruz. Umum hatalı diyorsa, sonuçlar yanlışsa bunu değiştireceğiz” dedi.

“Lütfen elan dimdik benzeri şalter kullanılsın”

Kadına cebin çabukluk ve karı cinayetleri konusunda dahi konuşan Bozdağ, “Bu konuda yargımızın ortaya koyduğu duyarlılığa teşekkürname ediyorum. Hukuku uygulama konusundaki incelik ve hassasiyete teşekkürname ederken bu hassasiyetin sürdürülmesi ve korunmasında da haddinden fazla nazik payınız olduğunun altını çiziyorum. Türk basınına bile ayrımsız davet tahsis etmek istiyorum. Tabiatıyla ki eş cinayetleri ve kadına alın gayret hem devletimizin hem milletimizin eş mücadelesidir. Kadınlara karşı işlenen yol ve cinayet haberlerinin sunuluş tarzına bakınca ‘Kadın cinayetlerinin önlenmesine ne kadar faydası var?’ diye düşünüyorum. Bazı Bazı anca şeyler oluyor kim gizlilik kararı almaya dahi icap bulunmayan, öyle insanları huzursuz eden bir kapsam ki bunu vermekte hangi kadar kamu yararı vardır? Elinizi vicdanınıza kucak. Bu haberlerin, kadınlara alın işlenen suçlara katkısı nedir? Bu nev haberleri yaparken tamam medyanın dikkatini çekme ihtiyacı duydum. Lütfen daha sağlıklı aynı şalter kullanılsın. ‘Bunlara sansür yapın’ demiyorum. Tabiatıyla olgun verme ve olgun ahiz hakkına nazikâne söylüyorum. Bunu yaparken kamu yararı ve kadınların hukukunu gözeterek konuşuyorum” diye niteleyerek konuştu.

Açılış konuşmalarının peşi sıra basına ilişkin namına devam eden toplantıda, adli konular değerlendirilirdi. Programın ikinci gününde ise Teftiş Kurulu Başkanlığı, Ukubet İşleri Umumi Müdürlüğü, Personel Genel Müdürlüğü, Bilgi İşlem Umumi Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Bindi Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Adil Destek ve Mağdur Hizmetleri Ofis Başkanlığı sunum gerçekleştirecek. – İZMİR

Share: